Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, hastanede anestezi teknikeri olarak çalışan bir kişinin habersiz şekilde kan ve idrar örnekleri üzerinden narkotik test yapılması nedeniyle açılan davada emsal bir karara imza attı. Yargıtay, narkotik test sonucu doğrulama yapılmadan çalışanın işyerine bildirilmesini hukuka aykırı buldu ve manevi tazminatın artırılması gerektiğine hükmetti.
İstanbul’daki bir hastanede anestezi teknikeri olarak görev yapan bir çalışan, rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Bir gün sonra çalıştığı hastaneye dönerek tedavisine devam eden tekniker, yönetim tarafından talep edilen kan ve idrar örneklerini verdi. Ancak hastane yönetimi, çalışanın narkotik madde kullandığından şüphelenerek rızasını almadan testler yaptı. Pozitif çıkan sonuçlar üzerine doğrulama beklenmeden çalışanın işyerinden ayrılması istendi.
Doğrulama testlerinin negatif çıkmasının ardından anestezi teknikeri, hastane yönetiminin izni dışında yaptığı test ve sonuçların işyerine açıklanması nedeniyle dava açtı. Çalışanın avukatı, izinsiz yapılan testin Hasta Hakları Yönetmeliği’ne aykırı olduğunu ve müvekkilinin kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek, 5 bin TL maddi ve 250 bin TL manevi tazminat talep etti.
İlk Derece Mahkemesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumunu göz önüne alarak maddi tazminat talebini reddetti, ancak 4 bin TL manevi tazminata hükmetti. Her iki taraf da karara itiraz ederek istinafa başvurdu. Bölge Adliye Mahkemesi, tarafların itirazlarını reddetti.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, davacının maddi tazminat talebini reddederken, manevi tazminatın oldukça düşük olduğunu belirtti. İlk Derece Mahkemesi’nin daha yüksek manevi tazminata hükmetmesi gerektiğini vurgulayarak kararı bozdu. Yargıtay, çalışanın onayı olmadan narkotik test yapılmasının ve sonucun işyerine bildirilmesinin manevi tazminat gerektirdiğini belirtti.
Bu karar, hasta hakları ve işçi hakları konusunda emsal niteliği taşıyor.