Siber Güvenlik Kurulu’na Sınırsız Yetki: Basına Sansür Düzenlemesi Yolda

Muhalif Seslere Yeni Darbe: Basına Sansür Düzenlemesi Meclis’te

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “turpun büyüğü heybede” ifadelerinin ardından muhalefeti baskı altına almayı hedefleyen yeni bir düzenleme gündeme geldi. Basına yönelik sansür düzenlemesi, ifade özgürlüğünü kısıtlayacak ağır yaptırımlarla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunuluyor.

Yeni Yasayla Hedef: Muhalif Medya

Hükümet, muhalefet üzerindeki kontrolünü artırmak amacıyla toplumun tüm kesimlerini hedef alan düzenlemelerine bir yenisini ekliyor. Daha önce Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) görevden alma, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) kayyum atama yetkisi veren yasal değişiklikler yapılmıştı. Şimdi ise basın özgürlüğünü sınırlandıran maddelerle dikkat çeken yeni bir teklif Meclis gündemine alındı.

Basın Hürriyetine Ağır Darbe

Teklifte, “veri sızıntısı yapılmış gibi içerik oluşturma” ve “kişisel bilgilerin çalındığını haber yapma” suç kapsamına alınarak, bu eylemleri gerçekleştirenlere 2 ila 5 yıl arasında hapis cezası öngörülüyor. CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, düzenlemenin, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne açık bir müdahale olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Teklif, basın hürriyetini yok etmeye yönelik hükümler içeriyor. Bu adımlar, muhalif sesleri tamamen susturma amacı güdüyor.”

Siber Güvenlik Kurulu’na Sınırsız Yetki

Düzenleme kapsamında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan Siber Güvenlik Kurulu Başkanlığı’na geniş yetkiler tanınıyor. Kurul, herhangi bir yargı kararı olmadan arama yapabilecek, dijital verilere el koyabilecek ve kopyalama işlemi gerçekleştirebilecek. Bu yetkiler, konut dokunulmazlığını ve özel hayatın gizliliğini de ihlal etme potansiyeli taşıyor.

Özellikle, “veri sızıntısı olmadığı halde halkta korku, panik veya endişe yaratmak amacıyla içerik oluşturmak” suç kapsamına alınarak, basının bu tarz haberler yapması engellenmek isteniyor.

Basın Özgürlüğü Tehlikede

Düzenlemenin yasalaşması durumunda gazeteciler, habercilik faaliyetlerinden dolayı ciddi yasal yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecek. Hukukçular, bu düzenlemenin yalnızca basın özgürlüğünü değil, aynı zamanda halkın doğru bilgiye ulaşma hakkını da ortadan kaldıracağını vurguluyor.

Kaynak:Haber Merkezi