Dünya Çevre Günü: Plastik Kirliliğine Karşı Küresel Mücadele
Her yıl 5 Haziran tarihinde kutlanan Dünya Çevre Günü, 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’ndan bu yana, gezegenimizin korunması için küresel farkındalık yaratmayı hedefliyor. Bu özel gün, insanlık olarak doğaya karşı sorumluluklarımızı hatırlamak ve çevresel sorunlara karşı somut adımlar atmak için önemli bir fırsat sunuyor.
2018 Dünya Çevre Günü’nün ana teması, “Plastik Kirliliğiyle Mücadele Et” (Beat Plastic Pollution) olarak belirlendi. Plastik atıkların ekosistemler, yaban hayatı ve insan sağlığı üzerindeki yıkıcı etkileri giderek artarken, bireylerin günlük yaşamlarında yapacakları değişikliklerle bu sorunla savaşmaları teşvik ediliyor. Yapılan araştırmalara göre, dünya genelinde dakikada 1 milyon plastik su şişesi tüketilirken, yıllık tek kullanımlık poşet kullanımı 5 trilyona ulaşıyor. Kullandığımız plastik ürünlerin yarısından fazlası tek seferlik kullanım için üretiliyor.
Okyanuslarda bir yılda biriken plastik atık miktarı, dünyanın çevresini dört kez saracak kadar büyük ve bu maddeler doğada çözülmeden yaklaşık 1000 yıl boyunca kalabiliyor. Plastiklerin ayrışması sonucu ortaya çıkan mikroplastikler, su ve gıda kaynaklarına karışarak insan sağlığını doğrudan tehdit ediyor.
Avrupa Birliği, kaynak verimliliği ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda, 2018 yılında “Döngüsel Ekonomide AB Plastik Stratejisi”ni kabul etti. Bu strateji, 2030 yılına kadar AB ülkelerindeki tüm plastik ambalajların geri dönüştürülebilir olmasını sağlamak, tek kullanımlık plastiklerin tüketimini azaltmak ve toplama ile ayıklama sistemlerini geliştirmek amacıyla önemli adımlar içeriyor.
Türkiye ise çevre koruma ve atık yönetimi alanında Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlama sürecinde önemli gelişmeler kaydetti. 2009’da başlayan müzakereler kapsamında “Çevre ve İklim Değişikliği” başlığı altında atık yönetimi standartları uyumlaştırıldı. Bu düzenlemeler sayesinde hava kalitesinin iyileştirilmesi, su kaynaklarının hijyen ve temizlik standartlarının yükseltilmesi ve atıkların ekonomiye kazandırılması mümkün hale geliyor. Ayrıca, kamusal alanlarda gürültü kirliliğinin önlenmesi de bu süreçteki önemli hedefler arasında yer alıyor.
Türkiye, 2017 yılında yayımlanan Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı çerçevesinde, 81 ilde atık türlerine göre kaynağında ayrı toplama, geri dönüşüm ve bertaraf yöntemlerini hayata geçiriyor. Cumhurbaşkanlığı himayesinde yürütülen “Sıfır Atık Projesi” ise tüm atıkların, özellikle plastiklerin ayrıştırılarak geri kazanılması ve ekonomiye kazandırılması hedefini taşıyor.
Avrupa Birliği standartlarının Türkiye’de uygulanması, halkın yaşam kalitesinin artırılmasının yanı sıra doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına da zemin hazırlıyor. Bu kapsamda, AB ile yürütülen katılım müzakereleri, çevresel düzenlemelerde iyileştirmeler sağlamak için önemli bir itici güç konumunda bulunuyor.
Kaynak:Haber Merkezi