Çocukluk, Bayram ve Özlem
Bayramlar… Çocukluk yıllarımızda, hep bir neşeyle karşılardık. Küçük bir çocuğum, kapı kapı dolaşıp şeker toplamak, bayramlıklarımı giyip annemin ellerinden öperek bayramlaşmak isterdim. Şimdi o anları düşündükçe, içimi bir özlem sarıyor. O eski bayram sabahlarının heyecanı, annemin yer sofrasında sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz anlar… Artık o masumiyetin yerini, içimizde büyük bir özlem ve huzur alıyor.
Çocukken, kırmızı rugan ayakkabılarımızla, annelerimizin özenle diktiği pileli elbiselerle bayramı karşılardık. Arefe gecesi heyecandan uyuyamayarak, sabah olmasını dört gözle beklerdik. Dede, amca, teyze ellerini öpmenin anlamını bilirdik. Her bir öpücük, sadece bir saygı gösterisi değil, o anın özüdür. O dönemde, yalnızca bayramı beklemek değil, büyüklerin verdikleri öğütleri de dinlerdik. Çünkü biz, geçmişi unutmayı kabul etmeyen, duygusal bir nesildik. Şimdi, çocuklarımıza o eski bayramları anlatmaya çalıştıkça, “Ne güzeldi bayramlar!” diye iç çekiyoruz. Ancak şunu kabul etmek gerekir ki, o bayramların tatları, o anı yaşadığımız anlarla bir bütün halindedir.
Bugün, o eski bayramların verdiği huzurlu ruhu ve birlikteliği özlerken, bir yandan da zamanın hızla değiştiğini gözlemliyoruz. Bayramlar, yalnızca geçmişin hatıraları değil, aynı zamanda toplumsal bir arada olmanın, birbirimizi kucaklamanın simgesidir. Eskiden, sokaklarda çocukların coşkulu sesleri yankılanırken, bayramlaşmalar kapı kapı dolaşılarak yapılır, tatlılar paylaşılırdı. Yavaşça dağılan bayram havasının yerini, modern hayatın hızlı temposu almışken, geçmişteki o sadelik ve samimiyet çoğu zaman özleniyor.
Fakat, bu bayramın ruhu biraz daha buruk. İçimizde bir kaygı, bir endişe var. Gelecek… Çocuklarımızın geleceği için duyduğumuz kaygılar hepimizin ortak derdi haline geldi. Bir yandan o eski bayramları anarken, diğer yandan bugün dünyada yaşanan adaletsizlikler, savaşlar ve eşitsizlikler bizi derinden üzüyor. Çocuklarımıza bırakacağımız dünya, adaletin, özgürlüğün, eşitliğin olduğu, barış içinde yaşanacak bir yer olmalı. Ancak bugün bu sorumluluğu yüklenerek, bir yandan da umutlu olmalıyız. Geleceği, yalnızca geçmişin anılarıyla değil, daha güçlü bir şekilde inşa edebiliriz.
Şimdi, bu bayramda, hep birlikte bir dilek tutalım: Çocuklarımızın yüzlerinin her zaman güldüğü, özgürce büyüyebildikleri, eşit fırsatlara sahip oldukları bir ülke ve dünya olsun. Geleceğimizi inşa ederken, eğitimde, adalette, insan haklarında ve özgürlüklerde daha güçlü bir toplum kurmayı hedefleyelim. Bu, bizim en büyük sorumluluğumuz ve aynı zamanda hayata bakış açımızın bir yansımasıdır.
Sevdiklerimize sarılalım, iyiliği çoğaltalım ve çocuklarımız için daha güzel yarınlar kurma adına birlikte hareket edelim. Onların hayalleri bizim elimizde. Şimdi hep birlikte, bu bayramda iyilik, umut ve barış dilekleriyle, sevdiklerimizle daha güçlü bir gelecek inşâ edelim.
Tüm ülkemizin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum. Barış, huzur ve umut dolu nice bayramlara!