16 Temmuz 2025 – Orta Doğu’da tansiyon, son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. İsrail ile İran arasında uzun süredir devam eden siyasi ve askeri gerilim, karşılıklı saldırılarla açık çatışmaya dönüştü. Her iki ülkenin askeri operasyonları bölgede sivil kayıplara ve büyük bir insani krize yol açarken, uluslararası kamuoyunun barış çağrılarına rağmen taraflar geri adım atmıyor.
İsrail’den İran’a Hava Harekâtı: Kritik Noktalar Vuruldu
İsrail ordusu, 13 Temmuz’dan itibaren İran’ın nükleer altyapısına yönelik kapsamlı bir hava saldırı başlattı. “Operation Rising Lion” adı verilen bu harekât kapsamında, İran’ın Natanz, İsfahan ve Fordow bölgelerindeki nükleer tesisler ile askeri üsler hedef alındı.
İsrail Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bu operasyonun İran’ın nükleer programını yavaşlatmak ve bölgesel güvenliği sağlamak amacıyla düzenlendiği ifade edildi. Mossad’ın önceden tespit ettiği hedeflere yönelik gerçekleştirilen nokta atışlı operasyonlar, İHA ve savaş uçakları eşliğinde yürütüldü.
İsrail kaynakları, operasyon sonucunda İran Devrim Muhafızları’na (IRGC) bağlı önemli bazı askeri figürlerin etkisiz hale getirildiğini, nükleer kapasitenin de ciddi şekilde zarar gördüğünü öne sürdü.
İran’dan Sert Misilleme: İsrail Kentleri Vuruldu
İsrail’in saldırılarına cevap gecikmedi. İran, Tel Aviv, Hayfa ve Kudüs başta olmak üzere birçok İsrail kentine yüzlerce füze ve insansız hava aracıyla saldırı düzenledi. İran’ın fırlattığı balistik füzelerin büyük kısmı İsrail’in hava savunma sistemi “Demir Kubbe” tarafından etkisiz hale getirildi; ancak bazı roketler yerleşim alanlarına isabet etti.
İsrail Sağlık Bakanlığı, saldırılarda üç sivilin yaşamını yitirdiğini, 125 kişinin ise yaralandığını açıkladı. Özellikle Tel Aviv’in bazı bölgelerinde enerji hatlarında yaşanan hasar, altyapı krizine yol açtı.
İran’daki Kayıplar Daha Büyük
İran, İsrail’in gerçekleştirdiği hava saldırılarında ciddi kayıplar verdi. İran Sağlık Bakanlığı, saldırılarda en az 60 kişinin öldüğünü, 300’den fazla kişinin yaralandığını açıkladı. Özellikle İsfahan’daki sanayi bölgesi, hava saldırılarında neredeyse tamamen işlevsiz hale geldi. Askerî kaynaklara göre, İran’ın füze üretim merkezlerinde de büyük hasar oluştu.
Tahran’da halk arasında panik havası hâkim. Başkentten kuzeye doğru büyük bir göç başladı. Yollar, tahliye edilen sivillerle dolarken, bazı bölgelerde internet bağlantısının kesildiği, temel gıda ve yakıt tedariğinde sorun yaşandığı bildiriliyor.
Uluslararası Kamuoyundan Art Arda Açıklamalar
Yaşanan gelişmeler, sadece bölgesel değil küresel güvenlik açısından da ciddi bir tehdit oluşturuyor. ABD, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere pek çok ülke ve kuruluş, taraflara itidal çağrısında bulundu.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, iki ülkeyi masaya oturmaya davet ederken, ABD Başkanı Donald Trump, “Tıpkı Hindistan ve Pakistan arasında yaptığım gibi, İsrail ve İran’ı da barış anlaşmasına yönlendirebiliriz” açıklamasında bulundu. Bu sözler diplomasi açısından umut vadetse de sahadaki sıcak çatışma bu söylemlerin hayata geçmesini şimdilik engelliyor.
Katar ve Umman gibi tarafsız ülkeler ise arabuluculuk faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak İranlı yetkililer, İsrail’in saldırıları devam ettiği sürece müzakerelere katılmayacaklarını belirtiyor.
Ekonomik Etkiler: Petrol Fiyatları Tırmanıyor
Çatışmanın en hızlı yansıdığı alanlardan biri enerji piyasası oldu. Orta Doğu’daki istikrarsızlık nedeniyle petrol arzında yaşanabilecek kesintiler, Brent petrol fiyatlarının varil başına 100 doların üzerine çıkmasına neden oldu. Bu durum, küresel çapta akaryakıt fiyatlarının yükselmesine ve tedarik zincirlerinde yeni bir krize yol açabilir.
Uzmanlar, eğer çatışma büyüyerek Körfez ülkelerine de sıçrarsa, enerji arzında ciddi daralmalar yaşanabileceği uyarısında bulunuyor.
Siviller Arasında Korku ve Belirsizlik
Her iki ülkede de siviller, savaşın doğrudan etkisini yaşıyor. Sığınaklarda yaşamaya başlayan aileler, özellikle çocukların psikolojik olarak büyük bir travma yaşadığını belirtiyor. İsrail’de okullar tatil edildi, kamusal alanlara yönelik güvenlik önlemleri artırıldı. İran’da ise hastaneler dolup taşarken, gönüllü yardım kuruluşları seferber edildi.
Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Örgütü, hem İran’da hem de İsrail’de sivil halkın korunması ve insani yardımların ulaştırılması çağrısında bulundu.
Yeni Bir Bölgesel Savaş Mı Geliyor?
İsrail ile İran arasında yaşanan bu çatışma, geçmişteki diplomatik gerilimlerin çok ötesine geçmiş durumda. Taraflar arasındaki karşılıklı saldırılar, sadece iki ülkenin değil, tüm Orta Doğu’nun kaderini etkileyebilecek boyutta. Uzmanlar, tarafların diplomatik sürece dönmemesi halinde, yeni bir bölgesel savaşın kaçınılmaz olabileceği görüşünde.
Bölgedeki gelişmeler yakından takip edilirken, uluslararası toplumun baskısı ve diplomatik girişimlerin başarısı, önümüzdeki haftalarda çatışmanın yönünü belirleyecek gibi görünüyor.
Kaynak: Haber Merkezi