
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Basın Toplantısında Hukuksuzlukları Gündeme Getirdi
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği “Turpun Büyüğü” adlı basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) belediyeleriyle ilgili hukuksuzluklar ve yargı üzerindeki baskılara dikkat çekti. Toplantı, İBB Saraçhane Başkanlık Binası Fuaye Salonu’nda gerçekleştirildi.
İmamoğlu’nun açıklamaları, Türkiye’nin gündemini sarsan olaylara ve yönetimsel yanlışlara dair çarpıcı ifadeler içerdi. İBB Başkanı, hem yerel hem de genel siyasetle ilgili eleştirilerini açıkça dile getirdi ve bu bağlamda çok önemli detaylar paylaştı. İmamoğlu’nun vurguladığı noktalar, hükümetin yargıyı nasıl etkilediği ve yargı bağımsızlığının tehlikede olduğu konusunda önemli uyarılar içeriyor.
İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan başlıca konular ise şöyle:
Kartalkaya’daki Faciaya Tepki
İmamoğlu, Kartalkaya’da yaşanan büyük faciaya ilişkin sorumluların bir an önce cezalandırılmasını beklediklerini belirtti. Facianın ardından yetkililerin sorumluluk almak yerine, sorumluluktan kaçmayı tercih ettiklerini ifade etti.
Siyasi İktidarın Sorumluluk Almaması
İmamoğlu, “Yetkilerin sahibi olmak için yanıp tutuşanların sorumluluk almak konusunda aksi yönde davranması pes dedirtiyor,” diyerek hükümeti eleştirdi. Ayrıca, Türkiye’nin siyaseten zor bir dönemden geçtiğini ve bu süreçte kamuoyunun doğru bilgilendirilmediğini vurguladı.
Ümit Özdağ ve Demirtaş’a Destek
İmamoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklanmalarına da değindi. İmamoğlu, her iki liderin hukuksuz şekilde cezaevine gönderilmesini eleştirerek, “Bu olaylar ancak askeri darbe dönemlerinde yaşanır,” diyerek Türkiye’nin darbe sonrası dönemi hatırlattı.
AK Parti’nin Yargıyı Siyasallaştırması
İmamoğlu, AK Parti hükümetinin yargıyı siyasallaştırarak yargı bağımsızlığını zayıflattığını belirtti. Yargı bağımsızlığını savunan açıklamalara rağmen, hükümetin atadığı kişilerin kanunları kişisel çıkarlar doğrultusunda kullandığını söyledi.
Facia ve Siyasi Şov
İmamoğlu, Türkiye’deki yangın faciası ve diğer afetlerde yaşanan eksik bilgilendirmelere tepki gösterdi. Özellikle AK Parti’nin Ankara kongresinin facia sırasında devam etmesinin büyük bir skandal olduğunu vurguladı ve facianın ardından kamuoyuna bilgi verilmesinin saatler sonra gerçekleşmesini vicdansızlık olarak nitelendirdi.
İçeriden Yapılan Hukuksuz Operasyonlar
İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) yönelik hukuksuz operasyonların hız kesmeden devam ettiğini belirtti. Bu operasyonların, adaletin değil, siyasetin güdümünde olduğunu vurguladı. Ayrıca, seçimlerden sonra CHP’li belediyelere karşı gerçekleştirilen haksız baskıları detaylı bir şekilde anlattı.
Satılmış Büyükcanayakın’ın Raporları
İmamoğlu, basın toplantısının ismini “Turpun Büyüğü” olarak koyarak, İstanbul’daki hukuksuz operasyonlara dikkat çekti. İmamoğlu, “Heybedeki turpun adı Satılmış Büyükcanayakın,” diyerek, söz konusu kişinin imzasız ve geçersiz raporlarla hukuksuzluğa imza attığını belirtti. Yeni gelen bilirkişi raporlarını da gündeme getirerek, raporların nasıl iddianamelere dönüştüğünü ve bu raporların nasıl yasal delil haline getirildiğini kamuoyuna sundu.
Yargı Bağımsızlığı ve Hukuksuzluk
İmamoğlu, son olarak Türkiye’deki yargı bağımsızlığının fiilen yok olduğunu belirtti. Adaletin siyasetin emrine girmesinin halk arasında büyük bir güvensizlik yarattığını dile getirdi. Ayrıca, halkın büyük bir kısmının yargının bağımsızlığına olan inancını yitirdiğini ve bu durumun toplumsal huzursuzluğa yol açtığını belirtti.
İmamoğlu’nun Mesajı
İmamoğlu’nun basın toplantısındaki ana mesajı, adaletin ve hukukun üstünlüğünün sağlanması gerektiği yönündeydi. Hem yerel yönetimlerin hem de ülkenin genelinde hukukun uygulanmadığına ve siyasetin her alanda etkili olduğuna dikkat çekti. İmamoğlu, kamuoyunu bilgilendirmenin yanı sıra, adaletin yerini bulması için siyasi iktidarın sorumluluk alması gerektiğini ifade etti.