İklim Kanunu Teklifi: Karbon Ticaretine Mi Dönüşüyor?

İklim Kanunu Teklifi: Sera Gazı Emisyonları Ticaretine Mi Dönüşüyor?

26 Şubat 2025 – Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çevre Komisyonu, AKP milletvekillerinin imzasını taşıyan ve çevreyi korumaya yönelik “İklim Kanunu Teklifi”ni kabul etti. Ancak, çevre mühendisleri ve ekoloji örgütleri, teklifin iklim değişikliğiyle mücadelede beklenen etkiyi yaratmayacağı ve ticari çıkarları ön plana çıkardığı konusunda endişelerini dile getiriyor.

İklim Kanunu Teklifi ve İçeriği

Teklifte yer alan ana kavramlar arasında, “Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)”, “İklim Adaleti”, “Adil Geçiş” ve “Karbon Piyasaları” gibi terimler dikkat çekiyor. Bu sistemlerin amacı, sera gazı emisyonlarını azaltmak ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak olarak belirtiliyor. Ancak, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), çevre aktivistleri ve bazı uzmanlar tarafından eleştiriliyor. Bu mekanizmanın, şirketlerin emisyonlarını azaltmak yerine karbon kredisi alarak, kirliliğe devam etmelerine olanak sağladığı savunuluyor.

Çevre Mühendisi Kübra Ayçiçek, teklifin sera gazı emisyonlarının ticaretini düzenlediğini belirtiyor. Ayçiçek, “Kanun tasarısından anlıyoruz ki bu teklif, kirliliğin alınıp satılabilen bir meta gibi düşünülmesini sağlıyor” diyor. Bu bakış açısının iklim kriziyle mücadelenin gerçek sorunlarını görmezden geldiğini vurgulayan Ayçiçek, kömür projelerinin devam etmesi ve adil bir dönüşümün sağlanmaması konusunda endişelerini dile getiriyor.

Emisyon Ticaret Sistemi: Eleştiriler ve Endişeler

Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), karbon salınımlarını sınırlamak için şirketlere verilen bir tür kota sistemidir. “Kirleten öder” ilkesiyle işleyen bu sistemde, yüksek sera gazı emisyonu üreten şirketler karbon kredisi alarak salınımlarını dengelemeye çalışır. Ancak bu sistemin eleştirilen yönü, şirketlerin emisyonları gerçek anlamda azaltmak yerine, yalnızca finansal yollarla temiz görünmeye çalışmalarıdır.

Kübra Ayçiçek, bu yaklaşımın, çevresel adaletin sağlanmasında yetersiz kaldığını söylüyor. Çünkü, sistemin sadece ticari çıkarları göz önünde bulundurması, halk sağlığı, işçi ve kadın hakları gibi sosyal unsurları göz ardı ediyor. Ayrıca, kömürle ilgili projelerin hâlâ gündemde olması, Türkiye’nin emisyonlarını artırabileceği endişelerini beraberinde getiriyor.

Yeni Kanun Teklifinde Neler Var?

Yeni teklifin içeriğinde, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele için önemli adımlar atması öngörülüyor. Bu adımlar şunları içeriyor:

  • İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu: Her ilde, vali başkanlığında kurulacak ve yerel düzeyde iklim değişikliği ile mücadele edilecek.
  • İklim Değişikliği Başkanlığı: Bu kurum, ulusal ve sektörel raporlar hazırlayacak, teşvik mekanizmaları geliştirecek ve Türkiye’nin Yeşil Taksonomisini kuracak.
  • Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması: İthalat edilen malların gömülü sera gazı emisyonları da izlenecek.
  • Karbon Piyasası ve Emisyon İzleme: Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulacak, sera gazı emisyonlarına neden olan işletmelerden izin alınması zorunlu olacak.

İklim Adaleti Savunucuları: Tasarı Geri Çekilsin

Türkiye genelinde 93 çevre ve iklim adaleti savunucusu, kanun teklifine karşı bir imza kampanyası başlattı. Change.org platformunda yürütülen kampanyada, mevcut tasarının halkın ve doğanın yararına olmadığı, ticari çıkarları öncelediği vurgulanıyor. Kampanyayı destekleyen kurumlar, yasal düzenlemenin iklim adaletine uygun hale getirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Ekoloji Birliği’nin açıklamalarına göre, kanun tasarısı, çevre sorunlarını çözmek yerine, ticari amaçlarla sera gazı ticaretini artırmayı hedefliyor. Çevre Mühendisi Kübra Ayçiçek, bu yaklaşımın sadece ekosistem değil, tüm toplumsal yaşamı tehdit ettiğini belirterek, “İklim değişikliği bir çevre sorunu olmaktan çıkmış, toplumsal bir adalet meselesine dönüşmüştür” dedi.

Kaynak:Haber Merkezi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir