İÇİMİZDEKİ SARSINTI

-İçimizde ve dışımızda sallanan dünya

Bazı depremler yerin altında olur, bazıları ise insanın içinde.

İlki haritalara geçer, diğeri sadece kalpte hissedilir. Ama ikisi de aynıdır: Yerinden oynatır, yıkar, değiştirir.


Toprak sarsıldığında binalar konuşur, çatlaklar yankı bulur, insanlar korkuyla birbirine sarılır.

İçimiz sarsıldığında ise sessizlik çığlık olur, gözyaşları bir nehir gibi akar. Kimse görmez ama biz yerle bir oluruz.


Depremler, yalnızca yer kabuğunu değil, insanın iç dünyasını da sarsar.

Bir gün toprağın altından gelen bir uğultuyla başlar sarsıntı; başka bir gün bir sözle, bir kayıpla, bir gerçekle…

Sarsılırız. Denge kaybolur. Nereye tutunacağımızı bilemeyiz.

Her deprem bir sınavdır. Doğanınki, “hazır mıyız?” diye sorar; hayatınki ise “dirençli miyiz?”

Deprem çantası hazırlamakla başlar bilinçli bir yaşam.

Peki, ruhumuzun acil durum çantası? Onda neler olmalı?

Belki sabır, belki dayanışma, belki de geçmişten öğrendiklerimiz…

Çünkü dayanışmayı öğreniriz afetle, sabrı öğreniriz kayıpla. Her ikisi de hatırlatır: Hiçbir şey kalıcı değil. Ne ev, ne de acı.



Fiziksel bir depremin ardından enkazdan çıkmayı öğreniriz; kişisel depremlerden sonra ise kendimizden çıkmayı.

Zira çöken yalnızca beton değildir; çoğu zaman umuttur, güven duygusudur, inançtır.

Bu yüzden her büyük sarsıntı, bir yeniden kurma süreci başlatır.

Bir bina nasıl kolonları güçlendirilerek ayağa kalkıyorsa, bir insan da içindeki kırıklarla yeniden doğabilir.

Deprem uzmanları der ki: “Fay hatları susmaz, sadece zamanını bekler.”

İçsel kırılmalar da öyledir. Bastırdıklarımız, ertelediklerimiz, görmezden geldiklerimiz… birikir, bir sarsıntıyla ortaya dökülür.

Ama unutmamamız gereken şu ki, her sarsıntı sonrası bir şey filiz verir.

Molozlardan umut, yıkıntılardan yeniden doğuş…

Bir çiçek düşünün: Sarsılmış, yerinden edilmiş, toprağı çatlamış ama yine de güneşe dönmüş.

Hayat da böyledir. İster yer sarsılsın, ister yürek… Ayağa kalkmak, yeniden kurmak ve sevgiyle sarılmak mümkündür.

Bu yazı bir çağrıdır.

Hem fiziksel dünyaya hem içsel dünyamıza karşı daha bilinçli, daha hazırlıklı olalım.

Çünkü sarsıntılar kaçınılmazdır; ama çökmemek, bilinçli durmak, birlikte iyileşmek bizim elimizdedir.

Mavinin tüm tonlarıyla selamlıyorum  görüşmek üzere

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir