**“Özgür Anayasal Düzeni Korumak Zorundayız”**
Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, canlı yayında yaptığı açıklamada, sıkıyönetim ilanını şu sözlerle savundu:
> “Özgür Kore Cumhuriyeti’ni, Kuzey Kore komünist güçlerinin tehdidinden korumak ve anayasal düzeni muhafaza etmek için sıkıyönetim ilan ediyorum. Halkımızın özgürlüğünü ve mutluluğunu yağmalayan Kuzey Kore yanlısı devlet karşıtı güçleri bertaraf etmeliyiz.”
Karar kapsamında, parlamento faaliyetleri durduruldu, grevdeki stajyer doktorlara 48 saat içinde işbaşı yapmaları emredildi ve sıkıyönetim kararlarına uymayanların mahkeme kararı olmaksızın tutuklanabileceği bildirildi.
**Muhalefet Halkı Meclis Önüne Çağırdı**
Muhalefetteki Demokratik Parti’nin lideri Lee Jae-myung, karara tepki göstererek sıkıyönetimin ülkeyi felakete sürükleyeceğini söyledi. Jae-myung, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
> “Ülkeyi tanklar, zırhlı araçlar ve silahlı askerler yönetecek. Bu durum, Güney Kore ekonomisini telafisi imkânsız bir çöküşe sürükler.”
Muhalefet, milletvekillerini Ulusal Meclise çağırırken, halktan da meclis önünde toplanmalarını istedi. Ancak parlamento kapatıldığı için milletvekillerinin binaya girişine izin verilmediği bildirildi.
**Ordu Kontrolü Ele Aldı**
Güney Kore Genelkurmay Başkanı General Park An-su, sıkıyönetim komutanı olarak görevlendirildi. Ordu, parlamento ve siyasi parti faaliyetlerinin yasaklandığını açıkladı. Ayrıca, medya kuruluşlarının kontrol altına alınacağı belirtildi.
Sıkıyönetim ilanı sonrası, Güney Kore’de toplumsal hareketliliğin artacağı tahmin ediliyor. Muhalefetin çağrısıyla halkın parlamentoya akın etmesi beklenirken, ordunun bu durum karşısında nasıl bir tutum sergileyeceği merak ediliyor.
**Uzmanlardan Uyarı: Ekonomik Kriz Kapıda**
Siyasi krizin derinleşmesi, Güney Kore ekonomisi üzerinde de ciddi etkiler yaratabilir. Uzmanlar, sıkıyönetim kararının yabancı yatırımları olumsuz etkileyebileceği ve ülkede ekonomik durgunluğa neden olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Güney Kore’de yaşanan bu gelişmeler, uluslararası kamuoyunun da gündemine oturmuş durumda. Sıkıyönetimin ne kadar süreceği ve siyasi krizin nasıl çözüleceği belirsizliğini koruyor.