Hitap varsa Hatipsin
Allah’ın rahmeti, kimsenin tekelinde değildir. Alemlerin Rabbi olan Allah’tan hâşâ rol çalmak, Rahman ve Rahim olan Allah’a savaş açmak değil de nedir? İnsan, ne kadar da cüretkâr! Bilgi değil, bilinç sahibi olmayınca; “Onu ateşe at, Rabbim; bunu cennetine al, Rabbim” demek ne kadar kolay. Fakat unutmamak gerekir ki, “haddi aşmayın” diyen yüzlerce ayet vardır. İşte bu noktada, haddi aşmamak gerekmektedir.
Evet, sonuçlara “keşke” sebeplere “neyse” demekten vaz geçtiğimizde, belki de bir şeyler değişebilir. Bunca kayıplara rağmen, belki bir ihtimal vardır. İhtimal, insanın en büyük umudu ve yeniden başlama gücüdür.
Geçtiğimiz günlerde yazdığım bir yazıda, “Sana hak olan, bana yasaksa, imanına abdest aldır!” demiştim. Şimdi düşünüyorum, eğer yasaksa, sanada yasak olması gerekmez mi? Yasakların yalnızca bir grup insana değil, herkese eşit şekilde uygulanması gerekmez mi? Herkesin hakkı, herkesin eşitliğine saygı duyulmalıdır.
Bir gün, yaşlı bir bilge, etrafı yorgun gözlerle süzüp, asasına yaslanarak kapıdan girdi.
Herkes ona dikkatle bakarken, bilge birden durdu ve asasını yere üç kez vurdu.
“Ey inandık diyen hatip,” dedi, “hak olan değil, kendi yazdığın ‘adalet’…
Güçlü olanı görür, zayıfa kör; haklıyı yer, haksızı yüceltir. İnancınız buysa, ‘inanmıyorum’ deseydiniz ne olurdu? Ha, pardon! O zaman sizi kim alkışlardı, değil mi?”
Bu sert sözler, herkesi derinden sarstı. Ancak, bilgeyi heyeti kapı dışarı etti. Hatip, bir an sustu. Ama sonra yine “heybetli” cümleler kurmaya devam etti. Sonuç ne oldu? Hiçbir şey değişmedi.
Sahne, Sokrates’ten değil! Gönlümden tarihe bir not…
Fikirler, zikirler kalpler! karaysa!
Neylesin etraf?
Neylesin eşraf?
Neylesin efrad?
İşte bu sorular, bizlere bir kez daha hatırlatıyor ki, inanç yalnızca sözde değil, eylemde de olmalıdır. Adaletin ne olduğunu gerçekten anlamadan, sadece kendi doğrularımıza odaklanarak başkalarını yargılamak, inancımıza ne kadar uygun olur? Hİtap eden herkes hatiptir.Adaletin en temel ölçütü, güçlünün değil, haklının yanında durmaktır.
Ve bu, sadece sözde değil, her adımda karşımıza çıkan bir gerçekliktir.
Her birinizi saygıyla selamlar en emine en güzele emanet ediyorum