Her insan bir zamanlar gençti ve her genç bir gün yaşlanacak… Zamanın dokunuşlarıyla yüzlerinde çizgiler belirirken, her kırışıklık hayatın bir anısını, bir yaşanmışlığı anlatır. Yaşlılarımız, yalnızca geçmişin tanıkları değil, aynı zamanda geleceğe ışık tutan bilgelik kaynaklarıdır.
Onlar, geçmişin deneyimlerini bugüne taşıyan, bizlere yol gösteren ve hayatı anlamamıza yardımcı olan kıymetli insanlardır. Yaşlılarımız, sadece ailemizin değil, toplumumuzun da hafızasıdır. Onların bilgi ve birikimlerinden yararlanmak, onlara hak ettikleri sevgiyi ve ilgiyi göstermek hepimizin sorumluluğudur.
Bir ağaç nasıl ki yıllar içinde büyür, köklerini derine salar ve gölgesinde birçok nesli serinletirse, yaşlılarımız da hayatın köklü çınarlarıdır. Bize sevgiyi, sabrı, mücadeleyi ve hayata dair en önemli dersleri öğretirler. Çocukken elimizden tutan, ilk kelimelerimizi öğreten, zor zamanlarımızda bizi teselli eden o eller, bugün belki biraz daha titriyor ama hala sıcacık.
Yaşlılarımız sadece biyolojik olarak bizden önce doğmuş insanlar değil; onlar, kültürümüzü, geleneklerimizi ve değerlerimizi taşıyan en kıymetli emanetçilerdir. Bizi biz yapan pek çok şey, onların sevgisiyle ve emeğiyle şekillendi.
Birçoğumuzun çocukluk anılarında, dedelerimizin dizlerinde dinlediğimiz masallar, anneannelerimizin, babaannelerimizin mutfakta sevgiyle yoğurduğu hamurlar vardır. Onlar, sevgiyi sözlerle değil, gözleriyle, elleriyle anlatan insanlardır.
Rahmetli anneannem ve dedem ile benimde çocukluğum diye adlandırdığım çok kıymetli anlara sahibim.onların bana kattıkları bugün ki yansımama renk olmuştur.
Yaşlılarımız, hayatın her alanında bize rehberlik eden birer bilge gibidir. Sabırla, mücadeleyle geçen yılların ardından, huzurlu ve değer gördükleri bir yaşamı hak ederler. Ancak modern dünyada, bazen unutuluyor, yalnız bırakılıyorlar. Oysa onların en büyük ihtiyacı, sevgiyle hatırlanmak, değer gördüklerini hissetmektir.
İşte bu yüzden, her yıl 18-24 Mart tarihleri arasında kutlanan Yaşlılar Haftası, sadece bir kutlama değil, büyüklerimize olan sevgi ve minnettarlığımızı ifade etmenin bir vesilesidir.
Bir gün hepimiz yaşlanacağız. Belki bir parkın köşesinde hatıralara dalan biri olacağız, belki eski günleri anımsarken gözlerimiz buğulanacak. İşte o yüzden yaşlılarımıza gösterdiğimiz sevgi, aslında kendimize bıraktığımız bir mirastır.
Yaşlılık, bir son değil; bilgelik, anılar ve sevgiyle dolu bir dönemdir. Onları yalnızca özel günlerde değil, her zaman hatırlamak ve değerlerini bilmek en büyük sorumluluğumuzdur. Çünkü bir gün biz de onların yerinde olacağız…
“Yaşlılar, hayatın fısıldadığı en değerli hikâyeleri taşıyan bilge çınarlardır.”
Sevgi ve saygıyla zamanın tanıklarına…
Sevgili köşe yazarı özlem hanım yazınız ruhuma çok dokundu teşekkür ederiz. Yazınızı okuduktan sonra kalkıp anneme sarıldım. Herzaman sarılırım ama bu yazıdan sonra daha bi içten sarıldım. Kaleminize sağlık. Teşekkürler tekrar
çok duygusal ve anlamlı bir yazı. Yüreğine ve kalemine sağlık. Okurken bu dünyadan fiziken ayrılan ama her zaman öğütleri ve yaşadığım anılarımı hatırladım.