Çanakkale’de 110 Yıl Önce Yaşanan Kanlı Ateşkesin Şok Edici Gerçekleri


Çanakkale Muharebeleri’nde İlk ve Tek Ateşkesin Dehşet Verici Detayları Gün Yüzüne Çıktı

Çanakkale Savaşları’nın 110. yılında, yaşanan tarihi olaylara ilişkin yeni arşiv belgeleri ve tanıklıklar savaşın dehşetini yeniden ortaya koydu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Sabah, 19 Mayıs 1915 tarihindeki Türk taarruzu sonrası 24 Mayıs 1915’te ilan edilen ilk ve tek ateşkesin bilinmeyen yönlerini paylaştı.

Dr. Sabah, 2’nci Tümen’in cephedeki yaşantısını anlatırken, dönemin komutanı Binbaşı Cemil Bey’in siperden çıkarak askerlerini motive etmek için kullandığı kahramanca sözlere yer verdi: “Siperden çıkan derhal yere yuvarlanıyordu. Binbaşı Cemil Bey, elinde kızgın bir şarapnel parçasıyla askerlerine, ‘İşte evlatlarım, bunlar düşman kurşunu. İnsanı öldürmez.’ diyerek cesaret vermişti.”

Taarruzun Ardından Ortaya Çıkan Kanlı Manzara

Taarruzun 10.00’a kadar sürdüğünü belirten Dr. Sabah, savaş alanında yaşananların dehşet verici olduğunu vurguladı. Siperler arasında kalan şehitlerin bedenleri, hem Türk hem de karşı taraf askerleri için sağlık riski oluşturuyordu. Hastalıkların yayılmasını önlemek için taraflar, 23 Mayıs 1915 tarihinde benzersiz bir anlaşmaya vararak 24 Mayıs’ta ateşkes kararı aldı.

Anzak Askerlerinden Ateş Edebilmek İçin Para Teklifi

Avustralya resmi tarih kayıtları da o dönemin dramatik anlarına ışık tutuyor. 18-19 Mayıs gecesi gerçekleşen Türk taarruzu, Avustralya tarafından “katliam” olarak tanımlanıyor. Kayıtlarda, Anzak askerlerinin daha iyi atış pozisyonu almak için siperlerinden çıkıp bağdaş kurdukları, hatta ikinci hattaki askerlerin ateş edebilmek için birinci hattaki arkadaşlarına para teklif ettikleri ifade ediliyor.

Yüzbaşı Mehmet Cemal’in Şahitlik Raporu

Çanakkale Kara Savaşı’nın o kritik günlerinde, 1’inci Alay 3’üncü Tabur doktoru Yüzbaşı Mehmet Cemal tarafından hazırlanan raporda, savaşın yarattığı insani trajedi net şekilde ortaya konuyor. Cemal, “Koku dayanılmazdı. Askerler bu nedenle görevlerini yapmakta zorlanıyordu. Defin işlemlerinde hem nasihat hem de zorlama yoluna başvuruldu. Şehitler, açılan geniş çukurlara gömüldü; taşınamayanlar ise bulundukları yerde bırakıldı.” ifadelerini kullandı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Motivasyon Emri ve Taarruz Kararı

3 Mayıs 1915’te Mustafa Kemal Atatürk’ün savaş kararlılığını ortaya koyan emri, askerlerin moralini yükseltti. “Vazife-i namus ve vatanı eksiksiz yerine getirmek için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku ve istirahatten kaçınmalıyız, çünkü milletimizin geleceği buna bağlıdır.” sözleriyle Atatürk, mücadelenin devam edeceğini bildirdi.

Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın da 5’inci Osmanlı Ordusu’na gönderdiği telgrafla cephede başarı için acele edilmesi gerektiği vurgulandı. Enver Paşa, 11 Mayıs’ta Arıburnu’nu ziyaret ederek Mareşal Liman Von Sanders ile görüştü ve taarruz kararı alındı.

Gecenin Karşılıklı Katliamı: Taarruz ve Anzak Kolordusu’nun Hazırlığı

Planlanan süngü baskını, 18-19 Mayıs gecesi saat 03.30’da başlamalıydı. Ancak Türk askerlerinin hareketi İngiliz uçakları tarafından fark edilince Anzak Kolordusu erken uyarıldı. Normalde şafak baskınına karşı saat 03.30’da silah başı yapacak Anzaklar, o gece saat 03.00’te mevzide hazır bekliyordu. Böylece Türk taarruzu beklenmedik şekilde kanlı bir çatışmaya dönüştü.

Görgü Tanığı Yeni Zelandalı Tabip Yarbay Percy Fenwick’in İfadesi

Olaylara tanıklık eden Fenwick, “Türk ölüleri öylesine sık yatıyordu ki üzerlerinden geçmek zordu. Koku ise dayanılmaz boyuttaydı.” diyerek savaşın insanlık dışı boyutunu anlattı.

110 Yıl Sonra Tarihi Vesikalar ve Anlamı

Dr. Sabah, Çanakkale Muharebeleri’ndeki bu ateşkesin savaş tarihindeki eşsiz yerini şöyle özetledi: “Bu arşiv belgeleri, yaşananların gerçekliğini ve savaşın yıkıcılığını en iyi şekilde yansıtıyor. Bugün dahi o günün izlerini taşımaya devam ediyoruz.”

Kaynak:Haber Merkezi



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir