İlker Başbuğ’dan Çarpıcı Çıkış: “Mahir Polat ve Gençler Tutuksuz Yargılanmalı”
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından ülke genelinde başlayan protestolarda yüzlerce üniversite öğrencisi emniyet müdahalesiyle karşılaştı. 1000’in üzerinde gencin gözaltına alındığı eylemler sonucunda 301 kişi cezaevine gönderildi. Hâlen 290’dan fazla üniversite öğrencisinin tutuklu bulunması, muhalefet cephesinde sert eleştirilere neden oldu.
Tutuklamaların ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı görevindeyken gözaltına alınıp cezaevine gönderilen Mahir Polat’ın sağlık durumuyla ilgili endişeler de gündemdeki yerini koruyor. Polat’ın yaşadığı ciddi sağlık sorunları nedeniyle kamuoyundan ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarından tahliye çağrıları yükselirken, gözler Adli Tıp Kurumu’ndan çıkacak rapora çevrildi.
İlker Başbuğ’dan Duygusal Mesaj
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ sessizliğini sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımla bozdu. Başbuğ, yaptığı kısa ama dikkat çekici açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“İnsanın kendini ailelerin yerine koyduğunda, gönlünden Mahir Polat’ın ve üniversiteli gençlerin tutuksuz yargılanması geçiyor.”
Bu paylaşım, kısa sürede geniş yankı uyandırdı. Özellikle sosyal medya kullanıcıları, Başbuğ’un tutumunu tartışmaya açtı. Birçok kişi, açıklamayı desteklerken, bazı kesimler ise söz konusu mesajı yetersiz buldu.

Sosyal Medyada Yorum Yağmuru
Emekli paşanın çıkışı, Twitter (X) başta olmak üzere pek çok platformda gündemin üst sıralarına tırmandı. “Ooo Paşam! Yer gök inledi!” gibi ironik ifadelerle yapılan yorumlar, toplumun farklı kesimlerinden yükselen duygusal tepkilerin bir yansıması olarak değerlendirildi.
Muhalefet temsilcileri ve insan hakları savunucuları, özellikle gençlerin cezaevinde tutulmasının hukuki değil, siyasi bir tavır olduğunu öne sürerek tutuksuz yargılanma talebini yineledi.
Adli Süreç Yakından Takip Ediliyor
Mahir Polat’ın sağlık durumu nedeniyle Adli Tıp Kurumu’ndan çıkacak değerlendirme merakla beklenirken, öğrencilerin durumu da insan hakları örgütleri tarafından izleniyor. Toplumun farklı kesimlerinden gelen çağrılar, yargı organlarının alacağı kararlar üzerinde kamuoyu baskısını artırmış durumda.