Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi, İran’ın Natanz kentindeki nükleer tesiste ciddi bir radyasyon sızıntısı tespit edildiğini açıkladı. Grossi, 13 Haziran’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne hitaben yaptığı konuşmada, İsrail tarafından düzenlendiği öne sürülen saldırıların ardından bölgede hem çevresel hem de sağlık açısından büyük risklerin ortaya çıktığını ifade etti
Yüzde 60 Saflıkta Uranyum Üretilen Tesis Tamamen İmha Oldu
UAEA Başkanı Grossi, saldırının İran’ın yerüstü uranyum zenginleştirme tesisini hedef aldığını ve tesisin neredeyse tamamen kullanılamaz hale geldiğini belirtti. Bu tesiste yüzde 60 saflıkta uranyum üretimi yapılıyordu. Tesiste meydana gelen patlama ve yıkımın ardından çevreye yayılan radyolojik ve kimyasal maddeler nedeniyle ciddi bir kontaminasyon oluştuğu bildirildi.
Çevre Halkı ve Tesis Çalışanları Tehlikede
Grossi’nin açıklamalarına göre, radyasyon sızıntısı yalnızca tesis içerisinde çalışan teknik personeli değil, aynı zamanda çevre köy ve kasabalarda yaşayan sivil halkı da tehdit ediyor. UAEA, bölgedeki radyolojik kirliliğin uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Yeraltı Tesisleri Görece Hasarsız
UAEA tarafından yapılan incelemelerde, Natanz tesisinin yeraltında bulunan bölümlerine doğrudan bir saldırı gerçekleşmediği bildirildi. Ancak yeraltı santrifüj sistemlerini destekleyen elektrik altyapısının zarar görmesi, dolaylı yoldan uranyum zenginleştirme sürecini sekteye uğratabilir. Bu da İran’ın nükleer programında önemli bir aksama anlamına geliyor.
UAEA’dan Uluslararası İş Birliği Çağrısı
Grossi, Güvenlik Konseyi’ne yaptığı konuşmada, İran’daki radyasyon sızıntısının yalnızca bölgesel bir tehdit olmadığını, aynı zamanda uluslararası toplumun dikkatle ele alması gereken bir konu olduğunu vurguladı. UAEA, hem İran’a hem de komşu ülkelere radyasyonun yayılımı konusunda bilgi akışının sağlanması ve uluslararası iş birliğinin artırılması çağrısında bulundu.
Kamuoyuna Uyarı: Radyasyon Riski Ciddiyetini Koruyor
Uzmanlar, bu tür saldırıların nükleer tesisler üzerinde yarattığı çevresel etkilerin yıllarca sürebileceğini belirtiyor. Özellikle içme suyu kaynaklarının ve tarım arazilerinin radyolojik maddelerle kirlenme riski, halk sağlığı açısından kaygı verici bir tablo çiziyor.
Kaynak: Haber Merkezi