ZAMANIN RUHU!

Savaşlar ve teknolojinin insanlar üzerindeki etkisi ve gelişimi…

Zamanın ruhu kaldı mı ki!

Dünya, 19. yüzyılın başından ortalarına kadar iki büyük savaş yaşadı. O günden bugüne kadar küresel boyutta bir savaş çıkmamasının sebebi; devletler mi savaş çıkarmıyor, yoksa savaşın taktiği mi değişti? Gelin, bunu irdeleyelim:

1760’ta başlayan Sanayi Devrimleri, 1789 Fransız Devrimi ile dünya hızlı bir şekilde dönüşüm sürecine girdi. Bunun akabinde 1914-1918 I. Dünya Savaşı, 1939-1945 II. Dünya Savaşları yaşandı. İmparatorluklar yıkıldı, yerine ulus devletler kuruldu.

Toplumlar üzerinde değişim hızlı bir şekilde; siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve coğrafi sınırlar olarak gerçekleşti.

Sonuçları ise;

* Kapitalizm ve sosyalizmin doğuşu,
* 1917’den 1990’a kadar iki kutuplu dünya düzeni,
* Milyonlarca insanın ölümü, sakat kalışı,
* Sanayi devrimleriyle birlikte, ilkel olan ağa-köle geleneğinden çıkılıp ücret karşılığında patron-işçi sınıfının ortaya çıkışı,
* Ekonomik olarak zengin-orta-fakir diye üç katmana ayrılma.
Tabii ki yukarıda belirttiğim sonuçlar, bütün olanların özetidir.

Bu kadar olumsuzluk içinde, meseleye başka bir perspektiften bakınca farklı sonuçlar da çıkarabiliriz.

İşte o zamanın ruhunda;

* Kölelik vardı.
* Yasalar feodallerden yanaydı.
* Bireyin ekonomik özgürlüğü yoktu.
* Dünya bu kadar entegre değildi.
Modern zamana geldiğimizde ise savaşlar, eskisi gibi muharebe usulüyle değil; ekonomik düzlemde geçen savaşlar hâline gelmiştir. Ülkeler artık teknolojinin gücüyle birbirlerine meydan okuyorlar.

Ülkemiz ve dünya ölçeğinde teknolojik gelişmelere bakınca artılarını ve eksilerini görebiliriz.

Olumsuz yanları;

* Devlet, kendi altyapısını teknolojik gelişmelere hazırlayamamışsa, dünya ile boy ölçüşemez hâle gelir.
* Toplum, küresel şirketlerin ekonomik dizaynında belli bir eğitimle donatılmamışsa maddi zorluklarla karşılaşır, yoksulluk derinleşir.
* Teknolojik gelişimin getirdiği bilgisayar, tablet, telefon, yapay zekâ aparatlarının vermiş olduğu bilgiler; bireylerde örf, adet, gelenek ve görenek gibi kültürel yozlaşmalara yol açabilir.
Çünkü ilerleyen modern bilim çağında bireyin ekonomik özgürlüğü elinden çıkınca, inanç sistemi de bozulur. Ülkemizde de son zamanlarda baş gösteren deizm ve ateizmin yükselişini gözlemliyoruz.
Nedeni ise: Gerçek bilgi seni olgunlaştırır, yalan bilgi ise yozlaştırır.
Teknolojinin olumlu tarafına bakarsak, “zamanın ruhu” kavramını iyi analiz etmiş oluruz:

* Birbirine uzak mesafedeki insanları yakınlaştırır.
* Bilgiyi hızlı bir şekilde ulaştırır.
* Günlük gereksinimleri kolaylaştırır (yeme, içme, alışveriş vesaire).
* İş, araç, gereç bulunmasında kolaylık sağlar.
* Zaman tasarrufunda önemlidir.
* Doğru kullanıldığında, insanları uzay çağına daha hızlı yakınlaştırır.

Teknolojinin olumlu tarafına bakarsak, “zamanın ruhu” kavramını iyi analiz etmiş oluruz:

Birbirine uzak mesafedeki insanları yakınlaştırır.
Bilgiyi hızlı bir şekilde ulaştırır.
Günlük gereksinimleri kolaylaştırır (yeme, içme, alışveriş vesaire).
İş, araç, gereç bulunmasında kolaylık sağlar.
Zaman tasarrufunda önemlidir.
Doğru kullanıldığında, insanları uzay çağına daha hızlı yakınlaştırır.

Yukarıda teknoloji ile alakalı olumlu-olumsuz neticelerin, insan hayatında ne kadar yön verici olduğuna dikkat çekmek istedim.

Eğer insanlar, bulundukları şartları daha iyi analiz edebilirlerse, mevcut durumu daha yaşanabilir bir konuma getirebilirler. Artık eski dünya düzeni yok…

Toplum, sürekli gelişen ve geliştirebilen bireyler hâline gelmek zorunda.

Kapitalist sistemin getirdiği lüks yaşam, sınırsız tüketim anlayışını devam ettirmek; çarkın her zaman dönmesini sağlamak için ülkeler kendi ayaklarının üzerinde durmak adına, yönetim sistemlerinde bile oynama yapıyorlar. Bu da dünya ülkelerinde demokrasinin zedelenmesine sebep oluyor…

“Aslında, iyi veya kötüyü dengelemek sizin hür iradenizin inisiyatifindedir.”

Tüm savaşlar iç savaştır, çünkü tüm insanlar kardeştir.”
François FENELON

Saygılarımla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir