Halk mı,Kral çıplak mı Yoksa Sadrazam mı ?
Toplumlar, yöneticiler ve ve aralarındaki ilişki tarih boyunca farklı metaforlarla anlatılmıştır.”Kral Çıplak” gücü elinde tutanların gerçek durumunu herkesin gördüğü,ama kimsenin dile getiremediği anları simgeler.Ancak burada asıl soru, çıplak olan sadece kral mı,yoksa halk ve sadrazam da bu hikâyenin bir parçası mı?
Kral Çıplak mı ?
Hikâyede bildiğimiz üzere kral, sahtekar terziler tarafından olmayan bir kıyafetle kandırılır.Çevresindekiler, kralın çıplak olduğunu görse de korkudan yada çıkar uğruna gerçeği söyleyemez.Sonunda bir çocuk “Kral Çıplak” diyerek durumu gözler önüne serer.Günümüz dünyasında da benzer bir durum söz konusudur.Güç sahipleri bazen gerçeği görmek istemez.Yanlarındaki danışmanlar ve bürokratlar ise çoğu zaman bunu dile getirmez.
Halkı mı kör,Yoksa Sessiz mi ?
Peki halk bu denklem de nerede duruyor? Hikâyede halk gerçeği biliyor,ama söylemeye cesaret edemiyor.Bu, toplumların zaman zaman menfaat ilişkileri nedeniyle insanlar yanlışları dile getirmez.Ancak bazen de halkın büyük bir kısmı yanılsamaya inanır,yani kralın gerçekten giyinik olduğuna kanar.Bu noktada halkın sessizliği bir tercihten mi yoksa cehaletten mi kaynaklanıyor sorusu gündeme gelir.
Sadrazam: Kralı kandıran mı,kralı koruyan mı?
Devlet, sistemlerinde,kralın yanında yer alan en önemli figürlerden biri sadrazamdır.Sadrazam, kralın gerçekleri görmesini sağlayan kişi mi olmalıdır,yoksa kralı halkın gözünde güçlü göstermek için mi çabalamalıdır? Tarih boyunca bazı sadrazamlar gerçeği söyleyerek yöneticilerini uyarmış, bazıları ise yanlış yönlendirerek kendi çıkarlarını korumuştur.Sadrazamın rolü,halk ile kral arasındaki köprüyü nasıl kuracağına bağlıdır.
Sonuç olarak;
Bu hikâyeyi günümüze uyarlarsak,çıplak olan sadece kral değil,bazen halkın kendisi de olabilir.
Gerçeği gören ama susan halkı, hakikatin üzerini örten bir sadrazam ve yanlışlarına rağmen gücünü sürdüren bir kral…
Tarih,bu üç figürün birbirine karşı olan tutumlarının nasıl bir denge yarattığını defalarca göstermiştir.Asıl mesele, hangi rolde olduğumuzu fark edip gerçeği dile getirme cesaretini gösterebilmektir.
İşte böyle sevgili okurlarım,
Hak şerleri hayreyler,
Zannetme ki gayreyler,
Arif anı seyreyler,
Mevlam görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
Yeni yazımda buluşmak üzere,
Saygılarımla
Tebrikler 🍀